Bu yazımda sözüm, "biz niye hiç sebze yemiyoozzzz hep kolay yemek yiyooozzzz" diye inleyen kocalarına "al sana sebze, hem de sebzeler sebzesi!" demek isteyen hanımlara. Or vica versa. Orası size kalmış.
Aslında ben pırasayı zerre kadar sevmem, hatta uzun yıllar ağzıma sürmedim ve hatta aklıma bile gelmeyen bir sebzedir. Ancak Emrah geçen pırasa diye ağlayınca yapayım dedim. Pırasa hangi mevsimin sebzesi onu da bilmediğimden annemi aradım. Annemin "ooo olmaz mı her yer pırasa dolu" demesinden aldığım gazla manava gittim. Gerçekten de her yer pırasaydı. Hemmen kaptım geldim eve.
Bunları neden anlatıyorum? Sizin de eğer pırasa ile ilişkiniz benimki kadar zayıfsa, bu tarifle aslında pırasa pişirmenin o kadar da zor bir şey olmadığını anlayacağınızın girizgahını yapmak için anlatıyorum. Lafı yeterince uzattıysam malzemelere geçeyim;
yaklaşık 1 kg pırasa. 1 kg pırasa ne demek? aşağı yukarı 3 tane büyücek pırasa sapı demek. Benim gibi gaza gelip 2 kilo almayın. Yarısı yetermiş meğer.
2 havuç
1 orta boydan az büyük soğan
1 kahve fincanı civarı zeytin yağı
1 avuç pirinç
tuz
1 kesme şeker
kaynar su
Öncelikle soğanımızı innnncecik kıyıyoruz. Ardından havuçları verev verev (bunun başka bir adı vardır muhakkak ama işte şuradaki gibi) kesiyoruz.
Verev kesilmiş havuçlar |
kavrulmayı bekleyen minnoşlar |
verevto pıratto |
pırasamız pişerken |
Pıırasa kokulu akşamlar dilerim.